Kıssadan Hisse | Öyle bir hüküm verdi ki anne yüreği buna dayanamadı

Hz Süleymanın Adaleti

Bir gün iki kadın getirdiler Süleyman Peygamber’in huzuruna. İki anne ve bir de bebek. Aralarında ihtilâf vardı. İkisi de bebeğin kendilerinin olduğunu iddia ediyordu. Hz. Süleyman (as) meseleyi anlatmalarını istediğinde birincisi söz aldı önce;

– “Efendim, bu kadınla birkaç gün arayla doğum yaptık. Birlikte otururuz. İkimizin de kocası, kimsesi yok. Bebeklerimizi bir arada büyütmeye başlamıştık ki bu kadının bebeği öldü, bunu hazmedemeyince ölenin benim bebeğim olduğunu söylemeye başladı, yalan, ardından bebeğimi çaldı ve şimdi de kendisinin olduğunu iddia ediyor, vermiyor. Yavrumu geri istiyorum!”.

Hz. Süleyman (as) doğru hüküm verebilmek için kucağında bebek olan ikinci kadına da söz verdi. O da aynı hikâyeyi anlatıyor, ama kucağındakinin kendi bebeği olduğunu, kıskanç arkadaşı bebeğini elinden almaya çalıştığı için şikâyetçi olduğunu söylüyordu. Meseleye ışık tutacak ne bir şahit, ne de bir delil vardı. Mahkeme salonundakiler başlarını öne eğmişler krallarının bu işin içinden nasıl çıkacağını merakla bekliyorlardı.

Hz. Süleyman (as) bir an sessiz kaldıktan sonra ayağa kalktı ve cellâdın tez huzuruna çağırılmasını emretti. Sonra kadınlara döndü ve bebeği tutan kadının kucağından kundaktaki bebeğin alınmasını işaret ederek hükmünü açıkladı: -“Madem aranızda anlaşamıyorsunuz ve ikinizin de iddiasının aksini ispat etmek mümkün değil, bebeği tam ortadan ikiye böleceğiz, ikinize de birer yarısı verilecektir!”. Dehşet içinde açıldı salondakilerin gözleri. Elinde kılıcıyla cellât huzura varmıştı bile, efendisinin bir dediğini iki etmeyeceği belli, hazırdı emri uygulamaya.

Kucağından bebeği alınan kadın öfkeli bir bakış fırlattı ötekine ve mecburen razı olduğunu belirtircesine salladı kafasını. Diğer kadın ise hıçkırıklara boğularak atıldı bir anda Kral Süleyman’ın ayaklarına: -“Yalvarırım yapmayın, ben annelik hakkımdan vazgeçiyorum, tamam, arkadaşıma verilsin bebek, razıyım, yeter ki yaşasın, n’olur bir zarar gelmesin yavrucağın tek bir kılına..”. Süleyman (as) usûlca gülümsedi, bebeğin, ayaklarına kapanan kadına verilmesini emretti hemen; ancak seven, gerçek bir anne böyle davranırdı. Mesele müthiş bir şekilde çözülmüştü.

Yazar: Yönetici

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir