Cüleybib Benden, Ben de Cüleybib’denim

Cüleybib Benden, Ben de Cüleybib’denim

İstikbalimizi emanet edeceğimiz neslimize, tıpkı Allah Resûlü’nün Hazreti Cüleybib’e sahip çıktığı gibi sahip çıkmalıyız. O Cüleybib ki, çok yakışıklı ve hareketli bir gençti. Onbeş-onaltı yaşlarındayken henüz İslam ahlakını bilmediğinden sürekli çevredeki kadınları rahatsız ederdi. Daha sonra Rehber-i Ekmel ile tanıştı.

Şehevi hisleri düşünce dünyasını çepeçevre saran Cüleybib. Bu halde iken Allah Resulü’nün huzuruna gelir ve ona sorar:

“Ey Allah’ın Elçisi! Zina etmeme izin ver!” Orada bulunan sahabiler bu istek karşısında şaşırırlar ve Hz. Cüleybib’i susturmak isterler. Ama Nebiler Serveri duruma müdahale ederek onu yanına çağırır.

Aralarında şu diyalog yaşanır:

– Böyle bir şeyin senin annenle yapılmasını ister miydin?

– Anam babam Sana feda olsun Ey Allah’ın Resûlü, istemezdim.

– Hiçbir insan da anasına böyle bir şey yapılmasını istemez!

– Senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?

– Canım Sana feda olsun Ya Resûlallah, istemezdim.

– Hiçbir insan da kızı için böyle bir şey yapılmasını istemez!

– Halanla veya teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?

– Hayır, Ya Resûlallah, istemezdim!

– Kız kardeşinle ister miydin bir başkası onunla zina etsin? – Hayır, hayır, istemezdim!

– İşte hiç kimse halasıyla, teyzesiyle ve kız kardeşiyle zina edilmesini istemez.

Efendimiz Cüleybib’deki delikanlı ruhu gördü. Onu bağrına bastı ve iffetini koruma hususunda O’na dua etti. Bundan sonra Cüleybib Medine’nin en hayâlı gençlerinden biri haline geldi. Ancak Efendimiz bununla da yetinmedi, çok geçmeden onu evlenecek kızları olan bir aileye gönderdi. Cüleybib kızla görüştü, birbirlerini beğendiler ve Efendimiz bizzat vesilelik ederek Hazreti Cüleybib’i evlendirdi. Üç-beş hafta sonra önlerine çıkan bir cihad imtihanında Cüleybib (radiyallahu anh) şehit oldu.

Savaş sonrası herkes kendi şehitlerini arıyordu. O hengâmede Şefkat Peygamberi yüksek sesle sordu; “Aranızda kaybı olan, herhangi bir yakınını bulamayan var mı?” Sahabe efendilerimiz “Hayır, ya Resûlallah, aradığımız herkesi bulduk” dediler. İşte o zaman mahzun Nebi, gözleri yaşlı bir şekilde, “Ama benim bir kaybım var” dedi; “Ben Cüleybib’imi kaybettim!” diye ekledi. Evladını yitirmiş, yüreği yaralı bir baba gibi yitiğini aradı. Uzun arayışlar sonunda onu buldu, başını mübarek dizine koydu ve şöyle buyurdu: “Allah’ım, bu bendendir, ben de ondanım.”buyurdu. Sonra da onu eliyle defnetti.

Yazar: Yönetici

2 Yorumlar

  1. Çok süper

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir