Hurmasını Allah’a Satan Sahabe
Ticaret, ticarettir. Kimi burayı kimi orayı ister!
وَمَا لِاَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزٰىۙ ﴿١٩﴾ اِلَّا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْاَعْلٰىۚ ﴿٢٠﴾ وَلَسَوْفَ يَرْضٰى ٢١
Bu âyetin inmesine sebep olan hadisenin şu olduğu söylenir:
Ensârdan birinin hurma ağacı varmış. Meyvesinden fakir komşusunun avlusuna düşeni onun çocukları yerlermiş. Hurma sahibi, bunu Hz. Peygamber’e (s.a.s.) şikâyet etmiş. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.s.):
«O hurmayı bana ver! Sana, onun yerine cennette bir hurma verilsin!» demiş:
Fakat Ensârî buna razı olmamış.
Ondan sonra Ebû’d-Dehdâh nâmında bir zât bahçesini vererek o hurmayı satın almış. Ve:
«Yâ Resûlallah! O hurmayı benimle cennetteki hurma ağacına değişir misin?» demiş.
Hz. Peygamber (s.a.s.): «Değiştim.» demiş ve o hurmayı çocuklu fakire hediye etmiş.
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Cennette Ebu’d-Dahdâh’a ait nice salkımlar var!” buyurmuştur.
Ebu’d-Dahdâh, bu işlem sonrası hemen bahçeye varmış ve içindeki karısına hemen oradan çıkmasını, çünkü bahçeyi Allah’a sattığını söylemiş. (bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 146, V, 364).
Ticaret ticarettir. Kimi rant peşindedir, bir ağacını bahçe yapmaya çabalar. Kimi de kalıcı olana taliptir; cenneti ister. Kimi de isteyene ver anı der, Rıdvan ister.
Dua ile!
Çok karlı bir ticaret olmuş.