TARİH : 15.06.2018
RAMAZAN BAYRAMI
Kardeşlerim!
Rahmet ve mağfiretiyle gönüllerimizi kuşatan, kul olmanın şuurunu ve ibadetin huzurunu bizlere bir kez daha yaşatan Ramazan-ı Şerifi geride bırakmanın hüznü içindeyiz. Ama aynı zamanda üç ayları, mübarek geceleri ve on bir ayın sultanını ihya ederek böyle kutlu bir bayram sabahına uyanmanın sevincini yaşıyoruz. Bizleri bayrama ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Bayramımız mübarek olsun.
Aziz Müminler!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine, Kur’an’a sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de o, kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de o sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) bizleri şöyle tarif ediyor: “Bir mümin, diğer bir mümin için âdeta birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”[2]
Aziz Kardeşlerim!
Bizler bu bayrama oruçlu günlerden, bereketli iftarlardan, uykusuz sahurlardan sonra ulaştık. Ramazan boyunca sadece Rabbimizin rızasını kazanabilmek umuduyla nefsimizle mücadele ettik. İmsakla başladığımız sabır imtihanını iftarın sevinciyle tamamladık. Teravihin birlik ve beraberliğinden, sadaka ve infakın serinliğinden nasibimizi aldık. Kur’an tilavetiyle ruhlarımızı besledik. Mukabelelerle on dört asır öncesine giderken okuduk, düşündük, ibret ve istikamet edindik. Ramazan sayesinde az ile yetinmenin ve paylaşmanın değerini bir daha kavradık. Nihayet ömür yolculuğumuzun en kıymetli duraklarından biri olan bayrama kavuştuk. Bugün Rabbimizin eşsiz ikramına şükretme, huzur ve mutluluğumuzu paylaşma zamanıdır.
Kıymetli Kardeşlerim!
İslam’ın insanlığa rahmet olan değer ve ilkelerini, Müslüman olmanın şeref ve sorumluluğunu bayramlarda bir kere daha derinden hissederiz. İmsakla nefsinin zaaflarına uzak duran müminler için bu bayram iftarla gelen armağandır. Bayram, maddi ve manevi bir arınmanın ardından fıtrata dönüş, öze yöneliştir. Bayram ibadettir, selâmdır, duadır, sıla-i rahimdir, ülfettir, kardeşliktir. Bayram, dünya telaşından kimi zaman ihmal etiğimiz büyüklerimizi, akrabalarımızı, dostlarımızı ve komşularımızı hatırlamaktır. Bayram, yetimlerin başını okşama, kimsesizlerin kapısını çalma, muhtaçların yüzünü güldürme, hastalarla hemhal olma zamanıdır. Bayrama sevinçle ulaşan her mümine, bu sevinci elinden geldiğince yaymak ve yaralı gönüllere merhem olmak yaraşır.
Aziz Kardeşlerim!
Ramazan’ı fırsat, bayramı mükâfat bilelim. Birbirimize soframızı açtığımız gibi gönlümüzü de açalım. Küskünlüklere ve dargınlıklara son vererek güven ve samimiyet köprüleri kuralım. Önce biz adım atalım, gelmeyene gidelim, aramayanı arayalım. Kine, öfkeye, hasede, fesada sırtımızı dönerek birbirimize sarılalım.
Gelin, bu bayram anne babalarımızın duasını alarak cennete açılan kapılardan geçelim. Acısıyla tatlısıyla hayat imtihanını birlikte yüklendiğimiz eşlerimizin gönlünü yapalım. Yavrularımızı sevindirip ailemiz için emek vererek Allah’ın rızasına erişelim.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hususi davetiyle genç yaşlı, çocuk büyük, kadın erkek, zengin fakir, evli bekâr bütün müminleri bayram sabahı musallada bir araya getiren Sevgili Peygamberimize salât ve selâm gönderelim. Bayram namazıyla bütünleşmekten, bayram hutbesiyle aydınlanmaktan ve bayram tekbiriyle tazelenmekten ümmetinin hiçbir ferdini mahrum bırakmayan Peygamberimiz gibi, biz de milletimiz ve ümmetimiz için çaba sarf edelim. Silahların gölgesinde bayram sevincini yaşayamayan, zulüm ve baskı altında inlerken imsakla iftarı ayırt edemeyen nice kardeşimizin kurtuluşu için Yüce Rabbimize dua edelim.
Aziz Müslümanlar!
Gelin bu bayram, “Bütün müminler kardeştir.”[3] ilahî tavsiyesine uyarak birlik ve beraberliğimizi pekiştirelim. Kendimiz için istediğimizi kardeşlerimiz için de isteyerek kâmil mümin olma yolunda yürüyelim. Aynı Rabbe, aynı Kitaba, aynı Peygamber’e iman ettiğimizi, aynı kıbleye yöneldiğimizi hatırımızdan çıkarmayalım. Hakiki anlamda bayramın, barışın, esenliğin ve adaletin bizim elimizle yeryüzünde kaim olacağını unutmayalım.
Kardeşlerim!
“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[4] buyuran Cenab-ı Hakkın emrine uyarak, Ramazan süresince elde ettiğimiz manevi kazanımları hayatımız boyunca devam ettirelim. Tıpkı oruçluyken olduğu gibi, her daim Allah’ın koyduğu helal haram sınırlarına riayet edeceğimiz, kendimizi Kur’an’ın yoluna, İslam’ın ve insanlığın faydasına adayacağımız nice bayramlara erişelim. Bayramımız birlik, beraberlik ve kardeşliğimize, İslam coğrafyasının huzur ve selametine, insanlığın kurtuluş ve hidayetine vesile olsun. Amin.