Mezhep Nedir Mezhep Ne Demektir
Mezhep Nedir Mezhep Ne Demektir

Mezhep Nedir Mezhep Ne Demektir

Sözlükte “mezhep, gidilen yol” demektir. Terim olarak “bir dinin, bilginleri arasındaki yorum farklarından meydana gelen görüşleri” demektir.

İslam dininde de mezhepler vardır. Bunlar arasında temelde bir ayrılık yoktur. Hepsi de Kur’an-ı Kerim’i ve peygamberimizin sünnetini esas almışlardır. Ancak, hakkında açık ve kesin nass (ayet veya hadis) bulunmayan hususlarda bilginler ictihad etmişler, görüş bildirmişlerdir.

Peygamberimiz, Sahabilerden Mu’âz’ı (ra.) Yemen’e hâkim olarak gönderirken kendisine şöyle sormuştu:

—Yemen’de ne ile hükmedeceksin? Mu’âz,

—Allah’ın kitabı Kur’an ile hükmedeceğim, dedi. Peygamberimiz,

—Aradığını Kur’an’da bulamazsan ne yapacaksın, buyurdu. Mu’âz,

—Resulullah’ın sünnetiyle hükmedeceğim, dedi. Peygamberimiz,

—Onda da bulamazsan ne yapacaksın, buyurdu. Mu’âz,

—Kendi görüşümle hükmedeceğim, diye cevap verdi. Mu’âz’ın bu cevabından peygamberimiz memnun oldu ve bundan ötürü Allah’a hamdetti.(Ebû Dâvûd, “Akdıye”, 11; Tirmizî, “Ahkâm”, 3.)

Bundan anlaşılıyor ki bir olay hakkında Kur’an-ı Kerim’de ve peygamberimizin sünnetinde kesin bir ifade yoksa müctehid, ictihad ederek konuya çözüm getirir.

İctihad etme yetkisi olan bilginler, bir olay hakkında aynı görüşü ortaya koyabilecekleri gibi birbirinden farklı görüşler de belirtebilirler.

İşte, mezhepler, böyle hakkında açık ve kesin hüküm bulunmayan olaylardaki birbirinden farklı yorumlardan meydana gelmiş bulunmaktadır.

İslam’daki mezhepler, itikadi ve amelî olmak üzere ikiye ayrılır:

İtikadda Mezhepler

İnançla ilgili mezhepler, genel olarak “Ehl-i Sünnet” ve “Ehl-i Bidat” olmak üzere iki kısımdır:

“Ehl-i Sünnet”, peygamberimizin sünnetine uyanlar, “Ehl-i Bidat” ise peygamberimizin hadislerini kendi keyif ve arzularına göre yorumlayanlardır.

Ehl-i Sünnet, inançla ilgili konularda kitap ve sünnete dayanır, kitap ve sünnetteki ifadeleri esas alır.

Ehl-i Sünnet üç gruptur: Selefiyye, Maturidiyye ve Eşariyye.

a) Selefiyye

İnanç konusunda Ashab-ı Kiram ve Tabiunun görüşlerini benimseyen fıkıh bilginleri ( İslam Hukukçuları) ile hadis âlimleridir. Bunlar, itikad konularında ayet ve hadislerde yer alan hususlar hakkında yorum yapmadan olduğu gibi kabul ederler. Allah’ın sıfatları ve diğer konularda ayrıntılara girmezler.

İnançla ilgili ilk mezhep budur. Bunun için Hanbeli mezhebinde olanların hemen hepsi ile ilk Hanefi, Şafii ve Malikiler bu mezhebi benimsemişlerdi, yani Selefi idiler.

b) Maturidi Mezhebi

Bu mezhebin imamı, asıl adı Muhammed olan Ebû Mansûr Mâturidî’dir. Hicrî 238 (M. 862) yılında Semerkand’ın Mâturid köyünde doğmuş ve köyünün adıyla şöhret bulmuştur. Hicri 333 (M. 944) yılında Semerkand’da ölen Ebû Mansûr, büyük bir Türk bilginidir. Ehl-i Sünnet akidesini savunmuş ve batıl inançlara karşı büyük mücadele vermiştir.

Amelde Hanefi olanlar, itikadda bu mezhebi benimsemişlerdir.

c) Eşari Mezhebi

Eşari mezhebinin imamı, Ebû’l-Hasan Alî el-Eş’arî’dir. Hicri 260 (M. 873) yılında Basra’da doğmuş, 324 (M. 936) yılında Bağdat’ta ölmüştür.

Mutezile bilginlerinden Ebû Alî el-Cübâî’nin talebesi olan el-Eş’ârî, gördüğü bir rüya üzerine Mutezileden ayrılarak Ehl-i Sünnete katılmıştır. Bundan sonra ömrünün tamamını Ehl-i Sünnete hizmet ederek geçirmiştir.

Ehl-i Sünnet’i temsil eden bu iki mezhep, temelde aynı olmakla birlikte bazı konularda farklı görüşleri vardır.

Maliki ve Şafii olanlar, itikadda Eş’aridirler.

2. Amelde Mezhepler

Sünni Müslümanlar arasında yaygın amelde mezhepler Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli olmak üzere dörttür:

a) Hanefi Mezhebi

Bu mezhebin kurucusu İmam A’zam’dır. Adı Nu’mân, babasının adı Sâbit, künyesi ise Ebû Hanîfe’dir.

Hicri 80 (M. 699) yılında Kûfe’de doğmuştur.

Ataları, Horasan illerinden Kûfe’ye göç etmiş olan İmam A’zam büyük ihtimalle Türk’tür.

Çok iyi bir eğitim görmüş, pek çok bilginlerden ders almıştır. 18 yıl aralıksız ünlü hocalarından Hammâd b. Ebî Süleymân’ın derslerine devam etmiştir. Hammad’ın ölümünden sonra onun yerine geçerek dersleri devam ettirmiştir.

İmam A’zam, bin civarında öğrenci yetiştirmiştir. İmam Ebû Yûsuf (H. 113-182/M.731-798), İmam Muhammed ibn Hasan eş-Şeybânî (H. 132-189/M. 749-804) ve Zufer ibn Huzeyl (H. 110-158/M. 728- 775) en meşhurlarındandır. Aynı zamanda bunlar, Hanefi mezhebinin ilk müctehidleridir.

Abbasi halifelerinden Mansûr, İmam A’zam’a Bağdat kadılığı (hâkimliği) teklif etmişti. İmam A’zam, bu teklifi kabul etmeyince onu hapse atmışlar ve dövmüşlerdi. Öyle ki dayağın etkisiyle 70 yaşında iken Hicri 150 (M. 767) yılında Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.

Hanefi mezhebi önce Irak’ta, daha sonra da Mısır, Hindistan ve Türk ülkelerinde olmak üzere her tarafta yayılmıştır.

b) Maliki Mezhebi

Bu mezhebin kurucusu İmam Mâlik b. Enes’tir.

Hicri 93 (M. 712) yılında Medine-i Münevvere’de doğmuş, burada büyümüş ve yetişmiştir. İmam A’zam ve İmam Ebû Yûsuf’la da görüşmüştür. Medine halkının bilgini ve imamıdır.

İmam Mâlik’in belli başlı eseri Kitâb el-Muvatta’dır. Fıkıh ( İslam Hukuku) tertibine göre yazılmış ilk hadis kitabı sayılır.

Bu büyük İslam bilgini, Hicri 179 (M. 795) yılında Medine-i Münevvere’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.

Maliki mezhebi Medine’de ortaya çıkmış; Hicaz’da, Afrika’da ve Endülüs’te yayılmıştır.

c) Şafii Mezhebi

Bu mezhebin kurucusu, İmam Muhammed b. İdrîs eş-Şâfi’î’dir.

İmam Şâfi’î büyük bir İslam bilginidir. İmam Mâlik ve İmam Muhammed’den ders okumuştur. İmam Şâfi’î, Arap dilini, şiir ve tarihini çok iyi bilirdi.

Şafii mezhebi Mısır’da, Güney Arabistan’da, Doğu Afrika’da, Azerbeycan’da, Doğu Anadolu’da, Endonezya ve Cava’da yayılmıştır.

d) Hanbeli Mezhebi

Mekke, Medine, Şam gibi pek çok İslam merkezlerini gezen Ahmed ibn Hanbel, İmam Şâfi’î’den de ders almıştır.

Ahmed ibn Hanbel, büyük bir müfessir ve Hadis bilginidir. 40.000’den fazla Hadis ihtiva eden Müsned’i meşhurdur. Hanbeli mezhebi Bağdat, Mısır, Suriye ve Hicaz’da yayılmıştır. Bu mezhebin kurucusu Ahmed ibn Hanbel’dir. Hicri 164 (M. 780) yılında Bağdat’ta doğmuş, 241 (M. 855) y l nda yine Bağdat’ta Allah’ n rahmetine kavuşmuştur. İmam Şâfi’î Hicri 150 (M. 767) yılında Gazze’de doğmuş, 204 (M. 819) yılında Mısır’da Allah’ n rahmetine kavuşmuştur.

Kaynak: Diyanet İslam İlmihali

Yazar: Yönetici

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir