Allah’ın varlığının delilleri nelerdir?
İslam âlimlerine göre Allah’ın varlığının delilleri akli ve nakli olmak üzere iki kısımdır.
Naklî deliller:
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde yer alan delillerdir. Şu da var ki naklî deliller aynı zamanda aklî temellendirmelere dayandığı için bir bakıma onları da aklî deliller kategorisinde düşünmek mümkündür.
Aklî deliller:
Akli deliller çerçevesinde Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın zatından, sıfatlarından ve isimlerinden bahseden birçok âyet-i kerime vardır. Bu âyetler Allah’ın evreni ve içindekileri belli bir ölçü ve düzene göre yarattığı, vurgularken, aynı zamanda O’nun ibadete layık tek mabut olduğu da bildirir. Bunlardan bazıları şunlardır:
“Görmüyor musun ki Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlarda da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var.” (Fâtır, 35/27)
“Sizi topraktan yaratması, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz.” (Rûm, 30/20)
“Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! “ “Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! “ “Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! “ “Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! “ (Gâşiye, 88/17-20)
“İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.” “Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek? “ “De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” “O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.” “Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.” “Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak “Ol! “ demektir. O da hemen oluverir.” “Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.” (Yâsîn, 36/77-83)
“Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.” (Mülk 67/1-4)
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.” (Bakara, 2/164)
“Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer kazık kılmadık mı? Sizi çift çift yarattık, uykunuzu dinlenme vakti kıldık, geceyi bir örtü yaptık, gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık, üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik, parlak ışık veren güneşi varettik, taneler, bitkiler ve ağaçları sarmaşdolaş bahçeler yetiştirmek için yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur indirdik.” (Nebe’, 78/6-16)
“Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? Attığınız o meniye ne dersiniz? ! Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez. Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya! Ektiğiniz tohuma ne dersiniz? ! Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız! “ “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz! “ İçtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!.. Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz? ! Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).” (Vâkıa, 57/58-74)
Allah’ın varlığı ile ilgili aklî delillere gelince
Önce şunu kaydetmek gerekir ki, aklını kullanan her akıl sahibi esere bakıp müessiri (eseri meydana getirici), binaya bakıp bânisini (binayı yapanı), yaratılmışlara bakıp yaratıcısının bulunması gerektiğine hükmeder. Tarih boyunca filozoflar ve teologlar birçok aklî delilden söz etmişlerdir. Bunların bazıları hudus delili, imkân delili, fıtrat delili, nizam delili, kabul-ı amme delilidir.
Allah’ın varlığına delâlet eden ve insanı bu konuda düşünmeye ve iman etmeye çağıran Kur’an âyetlerini ve hadisleri dikkatlice inceleyip hem de dış dünyayı ve insanın yaratılışını gözlemleyen âlimler,
- Allah’ın varlığını ispatlamak için insanın fıtraten Allah inancına sahip oluşu (fıtrat delili),
- âlemin ve âlemdeki varlıkların sonradan yaratılmış olup bir yaratıcıya muhtaç olduğu (hudûs delili),
- mümkin bir varlık olan âlemin var olması için bir sebebe ihtiyaç olduğu (imkân delili),
- tabiatın büyük bir âhenge ve şaşmaz bir düzene sahip olup bunun bir yaratıcının eseri olmasının gerektiği (nizam delili) gibi bazı deliller ortaya koymuşlardır.
Allah’ın varlığının delilleri örnekler yok mu ?